
Dünya Kahve günü 29 Eylül’de mi 1 Ekim’de mi olur tartışmalarını bir kenara bırakıyorum. Deliye her gün bayram misali, benim için her gün kahve günü. Sabahları 2 tane Türk Kahvesi devirmeden yanıma yaklaşmak bayağı sakıncalı olabiliyor. Durum öyle ciddi ki, kedilerim bile hafif patilerle yanıma ilişiyorlar.
Dünya Kahve Günü Nedir?
Son yıllarda uçana kaçana bir gün uydurmak moda oldu, orası malum. Gelgelelim, Dünya Kahve günü 2015’de Milano’da Uluslararası Kahve Organizasyonu (ICO) tarafından belirlenmiş. Birleşmiş Milletlerin himayesinde 1963’de kurulan bu organizasyon, kahve dünyasına yön veriyor. İhracatçı ve ithalatçı ülkeler bu önemli birliğe üye. Avrupa Birliğinden bir çok ülke, hatta Japonya bile var. Ama Avrupa’yı kahveyle tanıştıran, Unesco tarafından tescilli kahvesi olan Türkiye bu birliğe üye değil!!! Gerek görmedik zahir !!! Biz bize yeteriz sendromu !!!
Dünyanın en çok kahve tüketilen ülkelerinden İtalya’ya Starbucks’ın giriş çabaları tam da kültürel değerler nasıl korunur başlıklı bir teze örnek. 47 yıl çabalayan marka nihayet 2018 yılına ilk dükkanını açtı. Şu anda 11 tane dükkanı var, Avusturya’da ise sadece 2. Bizde durum ne diye sorarsanız 536. Tabii bu sayı devamlı artıyor. Türk halkı çok sevdi ama ben bir türlü ısınamadım dünyanın en keyifli içeceklerinden birini karton bardakta içmeye
Dünya Kahve Günü Deyince Akla Gelenler
Dünya Kahve günü için, içinden kahve geçen sevdiğim keyifleri paylaşmak istedim bu yazıda. Marrakeş’ten bir lezzet durağı, Amsterdam’dan bir kitap, Viyana’dan bir spesiyalite, Çizme’den şahane bir tatlı ve soğuk kış akşamlarının vazgeçilmezi bir İrlanda klasiği
Soluk Soluğa Bir Macera : Kahve Tüccarı

Tarihi macera kitaplarıyla tanınan David Liss’in romanı Kahve Tüccarı Amsterdam’da geçiyor. 17. Yy’da müflis Yahudi tüccar Miguel Lienza’nın hikayesi konu ediliyor. Her şeyini kaybeden tüccar, kahve isimli yeni bir ürün pazarına girmek için baştan çıkartıcı bir Hollandalı kadınla ortaklık yapar. Tabii katı kurallarla yönetilen Yahudi cemaatinin şimşeklerini üstüne çeker. Aynı zamanda ezeli bir düşmanı adım adım Miguel’i takip eder. Yaklaşık 15 yıl önce okuduğum bu kitabı sanırım şu anda sadece sahaflarda bulmak mümkün. Kitaptaki en güzel satırlardan bir tanesini buraya not düşmek istedim
Gün ışığında bir adam servetini altınla ölçerdi; ama biz o loş odaların karanlığında servetimizi kitap sayfaları ve bilgiyle ölçtük
Saray’da Kahve: Bacha Coffee
Kasım 2019’da yaptığım Fas seyahatinde keşfettiğim Bacha Coffee, Marrakeş’in bence en güzel mekanlarından. Hikayesi 1910 yılında Dar El Bacha sarayında başlıyor. Muhteşem güzellikteki sarayın içinde yer alan Basha Coffee dünyada sadece Fas ve Singapur’da var.

Basha 200’den fazla çeşit kahvesinin yanı sıra, inanılmaz lezzetli pastalarıyla da aklımı aldı götürdü. Pırıl pırıl giyinmiş fesli garsonların servis yaptığı mekanın içi tipik Fas mimarisi. İnsan kendini 1001 gece masallarında sanıyor. Tüm kahvelerin, gümüş servislerle sunulduğu Basha’ya mutlak rezervasyon yaptırarak gitmenizi tavsiye ederim. Hemen yan bölümünde ise, tüm kahvelerinin satıldığı minik bir butiği de var.
Fonda Mavi Tuna, Elimde Einspanner
Tam 7 yaşımdan bu yana ağzıma süt koyamam. Haliyle, içebileceğim kahve çeşidi çok az. Evvel ezel, köpüklü, sütlü, şuruplu, ıvır zıvırlı kahve sevmem. Ama arada bir de olsa, insanın canı farklı bir şeyler çekiyor. Viyana’ya her gittiğimde uğramadan dönmediğim Cafe Sacher’deki Einspanner favorim.

Taze espressonun üstüne eklenen taze kremayla hazırlanan kahvenin etimolojisi de ilginç: tek elle araç kullanmaktan geliyormuş. (Almancam yok, kaynakların yalancısıyım). Rivayete göre de kahvenin üstündeki krema, kahveyi sıcak tutuyor, böylece atlı arabanın sürücüsü soğuk havada bile sıcacık kahve keyfi yapabiliyormuş.
Tatlı mı Yoksa Kahve mi? Affogato
İtalya’da tatlı, dünyadaysa kahve çeşidi olarak tanımlanan Affogato, benim için 2 büyük keyfi tek seferde buluşturan bir lezzet. Bu tipik italyan spesiyalitesiyle ilk tanışıklığım sıcak bir Ağustos ayında Sorrento’da oldu. İtalyanca öğrenmek için her ne hikmetse senenin en sıcak mevsiminde gittiğim Costa Amalfitana’da sıcaktan her gün en az 2 tane afiyetle dün gibi aklımda

Espresso kahvenin içine atılan 2 top vanilyalı dondurma, taze krema belki üstüne biraz çikolata parçaları ve ta taaaa !!! Tadı hala damağımda. Türkiye’de artık menülerde var ama nedendir bilemiyorum aynı hazzı alamıyorum. Bu arada, Affogato’ya en çok yakışan tabii vanilyalı dondurma ama asla konmaması gereken de kahveli dondurma !!!
Soğuk Kış Gecelerinin Vazgeçilmezi : Irish Coffee
1940’larda hem sıcak tutsun hem de keyif versin mottosuyla ortaya çıkan Irish Coffee adından da anlaşılacağı gibi bir Irlanda klasiği. Soğuk havanın, yağmurun ve rüzgarın vatanı İrlanda’da doğan Irish Coffee, viski, krema ve kahveyle hazırlanıyor.

Viski, yerini konyağa veya Calvados’a bıraktığında da adı bu sefer French Coffee oluyor. Hazırlanması biraz zahmetli. Hem içindekiler belirli bir oranda ve sırayla karıştırılacak hem de bardağı özel olacak. Bardağın formu da tadını etkiliyor. Kış aylarında yaptığım seyahatlerde, içimi ısıtmak için tercih ettiğim Irish Coffee’nin yanında bir de bitter çikolata oldu mu benim için akan sular durur. (Çikolatayla için daha detaylı bilgi için Dünya Çikolata Günü yazıma göz atmayı unutmayın)
Türk Kahvesi Neden Yok?
Dünya Kahve Günü için hazırladığım bu yazıda, Türk Kahvesine yer vermedim. Çünkü hem özel bir günü var hem de Türk Kahvesi, bir yazının paragrafı olmaktan çok, kendine özel bir yazıyı hakkediyor kanımca. Dünyanın neresine gidersem gideyim, portatif kahve makinam, taze çekilmiş kahvem ve porselen fincanım konmadan o bavulun kapağı kapanmaz. Unesco tarafından İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası olarak tanımlanmış Türk Kahvesi için özel yazımı, gününde yani 5 Aralıkta yayınlayacağım.
Sizin de kahveyle ilgili unutamadıklarınız, keyif veren deneyimleriniz varsa haydi yorumlarda paylaşın. Hayatın tadını beraber çıkaralım.
Sevgilerimle,
